Mezopotamya yaşamış antik medeniyetler genelde totemizm etkisi ile ölü gömme geleneklerini şekillendirmişlerdir. Sümer ve diğer büyük uygarlıklarda, soylular genelde hayvan lakapları taşırlardı. Sembolleri ve işaretleri hayvan figürlerinden oluşurdu. Bu durum eski mezopotamya kültüründe totemizmim ne kadar büyük izler bıraktığını bizlere göstermektedir. Bu milletlerde krallar köpek, kuzu, akrep, kartal gibi hayvan isimler almışlardır.
Mezopotamya, tarihte cennet ve cehennem gibi kavramların ilk görüldüğü coğrafyadır. Bu kavramlar ve onun ekleri birlikte ilk olarak bu coğrafyada karşımıza çıkmaktadır. Bu ayak izlerinden yola çıkarsak, bu kültürlerin öteki dünya ve ölüm sonrası hayat fikri ile yoğrulmuş bir ölü gömme gelenekleri olduğunu anlayabiliriz.
Mezopotamya geleneklerinde, ölülerin de canlılar gibi ayrı bir dünyada aynı insanlar gibi yiyip içerek bir hayata devam ettikleri görüşü hakimdir.
Eski mezopotamya kültüründe görülen bazı kavramlar şöyledir:
- Tanrılar
- Cennet
- Cehennem
- İyi ve kötü cinler
- Kanatlı insanlar
- Boğa başlı insan bekçileri
- Sin
Mezopotamya halkları ilk mezarlarını kumlar içine yaptılar. Daha sonra tuğla mezarlar görülmektedir. Fakir ve soylu mezarları içerik bakımından farklıdır. Mezarlar içinde vazo, çanak çömlek, eşya, alet, renkli taşlar, altın ve gümüşler bulunabilmektedir.
Ölenin arkasından yas olgusu bu toplumlarda görülür. Ağıtçı kadınlar unsuru bu toplumlarda ölü gömme törenlerinin en önemli hususlarından biridir. Ölüler nereye gidiyor? Bu hususta Gılgamış Destanı’na başvurmalıyız:
“Eceli ile öleni gördün mü?
-Evet gördüm. Gece yatağında uyuyup su, soğuk su içiyor.
Harp meydanında öleni gördün mü?
-Evet gördüm. Ana ve babası onun için uğraşıyorlar. Karısı da onun için çalışıyor.
Cesedi kırda bırakılmış (mezara gömülmeyen) olanı gördün mü?
-Evet gördüm. Onun ruhu yeraltı aleminde uyuyor.
Ruhu ile kimsenin alakadar olmadığını gördün mü?
-Evet gördüm. Hayvanlara yedirilen tencere kazıntısı ve sokağa atılan yemek artıkları onun gıdasıdır.”
Eski mezopotamya toplumları, önce anadoluyu daha sonra da avrupa milletlerini her yönü ile etkilemiştir. Bu izleri toplumların tarihinde rahat bir şekilde görebiliriz.
Merhaba Siteniz çok ilginç ve ilginç: Ben Mehran’ım 47 yaşındayım ve ana uzmanlığım sihirli büyü sihrinin reddedilmesi ve yaklaşık 20 yıllık deneyimdir. Varlıkları. Elmaslarla sorun yaşayabilirsin. Tabii ki İran’da yaşıyorum. Ve 2000 yılında güzel bir Amosia şeh
rinde yaşadım. Ben ülkenize ve milletinize aşığım, umuyoruz Cep telefonu numaram 00989352401651
Aynı sayı Vacant WhatsApp …..Bu telefon numarası da bir telgram….İran’da birçok mezar biliyorum, ve çok arzularım var ve umarım birlikte çalışabiliriz … Cevabınızı bekliyorum.